Deniz Kabukları Bir Tabiat Harikası

Deniz kabuğuna duyulan hayranlık, şuur altında onu meydana getiren yumuşakçaya gösterilen hürmettir.

Yumuşaklık ve yavaşlık sembolü olan bu hayvanlar, hayvanlar aleminde muhtemelen benzeri bulunmayan üstün bir mimari yeteneğe sahip müthiş birer sanat ustasıdırlar. Sayıları 120.000 türü  bulan  ve herbiri diğerinden çok farklı olan bu yaratıklar, harika renk ve desenleri ile bizleri şaşırtmıştır ve  şaşırtmaya devam ediyorlar. Bu bir deniz kabuğu koleksiyoncusunun merakını ömrü boyunca tatmin etmeye yeter …

Deniz kabuğu mimarları olan yumuşakçalar binlerce cins ve yüzlerce ‘aile’ halinde sınıflandırılmışlardır. Yumuşakçalar milyonlarca yıldan beri evrim geçirmektedirler. Bu uzun zaman zarfında yeni türler ortaya çıkmış, bu türlerden de kendi aralarında farklılıklar (diverjans) meydana gelmiş. Türler arasında farklılık bir tür grubunun kendi arasında  üreme şansı bulamayacak şekilde iki veya daha fazla gruba bölünmesi neticesinde olur. Bu durum, grubun  bir kısmının tesadüfen  izole edilmiş bir bölgeye sürüklenmesi veya Panama Kanalı gibi Batı ve Doğu Pasifik Okyanusunu ayıran jeolojik değişiklikler neticesinde ortaya çıkar. Böyle farklılıklar bol ve zengin yumuşakça türlerinin ve dolayısıyla deniz kabuğunun ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Yumuşakça Anatomisi
Deniz kabuğu, yumuşak gövdeli etsi bir hayvanın katı ve esnek olmayan dış kabuğudur. Memeli bir hayvan için  iskelet ne ise bir yumuşakça için de kabuğu odur. Bu kabuk desteklenmeyen ve tehlikeye açık yumuşak gövde parçalarını destekler ve korur.  
Bütün yumuşakçalar ortak bir karakteristiği paylaşırlar - yumuşak bir vücut… Bir başı,  ayakları ve organlarının bulunduğu karın kitlesi vardır. Bu kitle katlanmış deriden  oluşan bir manto ile kaplanmıştır. Bu manto, karın  kitlesinden taşan  bir cep oluşturur. Yumuşakçanın dış dünya ile her türlü değişimi bu cepçik içinde cereyan eder. Solunum sistemi, sindirim sistemi ve üreme organları bu cepçiğin içindedir.

Kafadan Ayağa
Yumuşakçanın başında dokunmaya, harekete ve kimyasal uyarıcılara hassas ve bizim algıladığımız şekilde sese hassas olan reseptörleri vardır. Yumuşakçanın ayağı kaslı, kuvvetli ve kan ile doldurulabilen pek çok boşluk vardır. Yumuşakçaların kanlarında, insan kanındaki demir bileşikli hemoglobin gibi oksijen taşıyıcı olarak bakır ihtiva eden bir protein olan hemosiyanin bulunur. İnsan kanı oksitlendiği vakit kırmızı renge döner.  Yumuşakçanın kanı ise oksitlendiği vakit mavi renk alır.

Sihirli ‘Manto’
Kabuğu doğrudan salgılayıp oluşturduğu için, manto,  şüphesiz bu hayvanların en gizemli ve büyüleyici parçasıdır. Mantonun sınırı kabuğun büyümesini, manto yüzeyinin diğer kısımları da kabuğun kalınlaşmasını temin eder. Manto yüzeyi, böcek kabuklarını oluşturan kitin maddesine benzer sert bir madde olan ve   conchiolin adı  verilen madde salgılar.  Bu madde,  kabuğun yüzeyini  ince ve koruyucu bir vernik tabakası gibi  sarar ve buna periostracum denir. Bu tabakanın altında kabuk  yüzeyine dik gelecek şekilde sıralanmış prizma şeklinde ostracum  adı verilen  kristal bir yapıya sahip kireç taşı oluşumlu çok sert kompozit malzemeden bir tabaka bulunur.
Son tabaka da  tüm manto yüzeyi tarafından üretilen , onunla doğrudan temas eden  ve hypostracum adı verilen tabakadır . Burada kristaller plakacıklar halindedir  ve kabuk yüzeyine parallel olarak yerleştirilmişlerdir. Bazı türlerde kristaller aragonitten oluşur ve bu madde kabuğun iç kısmında muhteşem hareli sedef bir tabaka oluşturur.    

Kabuk
Kabuk, kalın veya ince, opak veya saydam, renkli veya renksiz, düz veya dikenli, pul, çizgi, girinti ve diğer rölyef ve oyulmuş kabartmalarla süslü olabilir. Kabuğun görünümü onun kimliği hakkındaki ilk ipucunu verir.
Kabuğun temel yapı taşı kireç taşı veya tebeşirdir. Bu malzemenin sertleşmesi için küçük miktarlarda başka malzemeler de ilave edilir.  Kabuk yumuşakçanın yaşamı sürecinde büyür ve onu korur.

Parlak ve değişik renkteki kalın ve dekoratif deniz kabuklarının oluşması için güneş ışığı ve ısı şarttır. Sıcak suda oluşan kabuklar, genellikle soğuk suda oluşan kabuklardan daha renklidir. Mercan bakımından zengin alanlar yumuşakçalar için en iyi yaşam şartlarına sahiptir ve en renkli kabuklar bu bölgelerde  oluşur.

Kabuklar daima ‘tabiatın sanat eserleri’ olarak ve dolayısıyla  mükemmel ve mucizevi Yaratılışın somut bir yansıması olarak algılanmışlardır.

Zamanımızda popüler olan deniz kabuğu toplama işi yeni bir aktivite değildir.  Kuzey Afrika ve bugünkü İsrail bölgelerinde yapılan kazılarda binlerce kadar evveline ait deniz kabuklarından yapılma kolyeler bulunmuştur. Bu kolyeler bilim adamlarına modern insan kültürünün ilk kalıntılarını sunmaktadır. Bu deniz yaratıklarının ihtişamı ve güzelliği ile  ‘gözün ve zihnin dinlenmesi’ Cicero (106-43 MÖ)’ya kadar uzanır. Cicero, “De Oratore”sinda boş zamanlarında deniz kabuğu toplayan iki arkadaşının ‘serbest zamanlarını kullanarak’ deniz kabukları toplamaları dolayısı övgü ile arkadaşlarından bahsetmiştir.  Muhtemeldir ki Romalılar da deniz kabuğu koleksiyonu yapıyorlardı. Pompei kalıntılarında yapılan kazılarda değişik türde deniz kabuğu kümelerine rastlanmıştır. Büyük keşifler neticesinde okyanuslar ve adalar keşfedildikçe  deniz kabuklarının bulunabilirliği arttı ve fiyatları düştü. Böylece deniz kabuğu koleksiyonculuğu daha geniş kitlelere yayıldı.
Zamanımızda kabuk koleksiyoncuları dünyanın dört bir tarafından gelen türleri inceleme ve satın alma fırsatına sahipler. Ancak koleksiyoncu sayısı arttıkça bu deniz canlılarını ve yaşam alanlarını koruma sorumluluğu da artmaktadır. Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki kabuk bir canlının evidir. Eğer kabuk boş olarak bulunursa bu demektir ki bir zamanlar canlı olan bir yumuşakçanın artık ona ihtiyacı kalmamıştır fakat kabuk bir canlıyı içinde barındırıyorsa koleksiyoncu kabuğa kimin daha çok ihtiyacı olduğunun bilinci içinde vicdanıyla hareket etmelidir.

Deniz kabukları sadece koleksiyoncuların topladıkları  bir nesne değildir. Deniz kabukları tarih boyunca insanlara çeşitli şekillerde hizmet etmiştir. Dekoratif ve fonksiyonel bazı kullanım örnekleri aşağıda şöyledir...

Yiyecek: Tarih öncesi yerleşim yerlerinde deniz kabuğu yığınları bulunmuştur. Romalılar bir yiyecek kaynağı olarak ‘kabuklu çiftlikleri’ kuran, özellikle istiridye yetiştiren ilk medeniyettir.

Para ve Ticaret :Geçmiş zamanlarda   mekik (cowry) kabuklar Asya, Orta Afrika,  Hint Okyanusu ve Malezya  Adalarında fildişi, palm yağı ve işlenmemiş kıymetli taşların ticaretinde ‘para’ yerine kullanıldı. İlk tacirler Hint ve Pasifik okyanuslarından getirdikleri mekik (cowry) kabuklarını fildişi, palm yağı ve işlenmemiş kıymetli taşlarla değişerek ticaret hayatına zenginlik kazandırmıştır.

Dini Obje: Aziz James’in amblemi bir deniz kabuğudur. Ziyaretinden dönen  hacılar beraberlerinde bir deniz tarağı kabuğu getirirler ve onu ziyaretlerinin bir  kanıtı olarak gösterirlerdi.
‘Chank’ kabuğu da Hint tanrısı Vishnu’nu nezdinde kutsaldır.

Moda ve Mücevharat: İlk zamanlardan beri deniz kabukları süs eşyası olarak kullanılmaktadır. Venüs’e adanmış mekik (cowry)  deniz kabukları Romalı kadınlar tarafından takı olarak kullanılıyor ve evlilik hediyesi olarak veriliyordu. Bir istiridye türünden elde edilen sedef toka, küpe, broş ve kolyeler bir dönem moda olmuştu. Kraliçe Viktorya döneminde deniz kabuğu arkalıklı aynalar, kartvizit kutuları ve esans şişeleri çok popülerdi.

Sanat ve Mimari: Deniz kabukları  sanatçılar için büyük bir ilham kaynağı olmuş ve olmaya devam etmektedir. Roma kurşun tabutları, Botticelli’nin Venüs’ün dalgalardan yükselişini sembolize eden tabloları ve buna benzer sanat eserleri  dekorasyon ve süs eşyalarında en fazla deniz tarağı kabuğu kullanılmıştır.

Denizcilik: Adeniz’de ilk çağlardan beri denizciler tritonu borazan gibi işlemek suretiyle gerek haberleşme gerekse uyarı amaçlı kullanmışlardı.

Deniz Kabuğu Sınıflandırması
Ortak bir konuya ilgi duyan ve onun üzerinde çalışanların birbirleriyle sağlıklı iletişim kurabilmeleri için üniversal bir dil ve terminoloji kullanmak mecburiyetindedirler. Bu üniversal dil’in  temeli sınıflandırma ve isimlendirmeye dayanır. Yumuşakçalar terminolojisi tarih boyunca gelişerek bugünkü haline gelmiştir. Bu sınıflandırmada kategorik hiyerarşi sıralaması aşağıdaki gibidir:

•    Sınıf (class)
•    Üst Aile (superfamily)
•    Aile (family)
•    Alt Aile (subfamily)
•    Genus

Sınıflandırma:
Uzmanların ekseriyeti yaşayan kabukluları yedi sınıfa ayırırlar. Bunlar:
•    Aplacophora,
•    Polylacophor (chiton’lar),
•    Monoplacophora,
•    Gastropoda (the univalve snails),
•    Bivalvia (the clams),
•    Scaphopoda (the tusk shells),
•    Cephalopoda (the squids).
Bu sınıflarda ‘Gastropoda’  ve ‘Bivalvia’ yaşayan kabukluların büyük bir çoğunluğunu oluşturur.

Gastropoda :
Bu grubu oluşturan ve çoğunluğu temsil eden 36 aile aşağıda sıralanmıştır.
1.    Yarık Kabukları (Pleurotomariidae)
2.    Abalonlar (Haliotidae)
3.    Limpetler (Fissurellidae, Patellidae, Acmaeidae)
4.    Tepe Kabukları (Trochidae)
5.    Sarık ve Yıldız Kabukları (Turbinidae)
6.    Sülün Kabukları (Phasianellidae)
7.    Neritler (Neritidae)
8.    Periwinkleler (Littorinidae)
9.    Konçlar (Strombidae)
10.    Sahte Kovriler (Eratoidae)
11.    Kovriler (Cypraeidae)
12.    Yumurta Kabukları (Ovulidae)
13.    Ay Salyangozları (Naticidae)
14.    Miğfer Kabukları (Cassidae)
15.    Sahte Tunlar (Cassidae)
16.    Tritonlar (Ranellidae)
17.    Kurbağa Kabukları (Bursidae)
18.    18.Wentletraplar (Epitoniidae)
19.    Mor Deniz Salyangozları (Janthinidae)
20.    Mureksler (Muricidae)
21.    Latiaksiler Shells (Coralliophilidae)
22.    Velkler (Buccinidae)
23.    At Konçları ve Lale Kabukları (Fasciolariidae)
24.    Zeytin Kabukları (Olividae)
25.    Marjın Kabukları  (Marginellidae)
26.    Miter Kabukları (Mitridae ve Costellariidae)
27.    Arp Kabukları ve Morumlar (Harpidae)
28.    Vazo Kabukları, Çenk Kabukları ve Pagoda Kabukları (Turridae)     
29.    Volutlar (Volutidae)
30.    Hindistan Cevizi Kabukları (Cancellariidae)
31.    Koni Kabukları (Conidae)
32.    Burgu Kabukları (Terebridae)
33.    34.Turridler (Turridae)
34.    Güneş Saatleri (Architectonicidae)
35.    Balon Kabuklar (Bullidae)
36.    Odalı Natilüs (Nautilidae)

 
Bivalve  türlerini oluşturan ve çoğunluğunu temsil eden 13 aile aşağıda sıralanmıştır.

1.    Acı Tatlı İstiridyeler (Glycymerididae)
2.    Deniz Tarakları (Pectinidae)
3.    Dikenli İstiridyeler (Spondylidae)
4.    Törpü İstiridyeler (Limidae)
5.    Lusina İstiridyeleri (Lucinidae)
6.    Kardita İstiridyeleri (Carditidae)
7.    Mücevher Kutusu İstiridyeleri (Chamidae)
8.    Yivli Dev İstiridyeler (Tridacnidae)
9.    Kokıl İstiridyeleri (Cardiidae)
10.    Günbatımı İstiridyeleri (Psammobiidae)
11.    Tellinler (Tellinidae)
12.    Donax İstiridyeleri (Donacidae)
13.    Venüs İstiridyeleri (Veneridae)

Hiyerarşinin her bir seviyesindeki deniz kabuğunun Latince bir ismi (Genus) vardır.  Bilinen yaklaşık olarak 400 familya ve 120.000 genus vardır.  
Deniz kabuğuna isim verilirken:

•    Bulunduğu coğrafya,
•    Bulanın ismi,
•    Bulunma tarihi ve
•    Boyutları eklenir.

Deniz kabuğu koleksiyonunda bilimsel etiketleme o kabuğu bulma veya satın alma kadar önemlidir.

Koleksiyonumdaki deniz kabuklarını doğru olarak etiketleme sürecinde yaklaşık 100 kitaptan oluşan bir deniz kabukları kütüphanesinden ve  internetin tüm imkanlarından yararlandık. Bu çalışma 4 kişiden oluşan bir takım ile aralıklarla üç yılımızı aldı.

Deniz Kabukları ve Pullar
Deniz kabuklarını toplama ve inceleme bilimi olan konkoloji, bir tabiat aşığına, deniz kabuklarının  gizemli ve girift güzelliğini özel tasarlanmış deniz kabukları temalı pullar üzerinde sergileme fikrini verdi. Tabiat kanunlarının etkisi ile şaşırtıcı ve karmaşık renk, çeşitlilik ve  şekillerdeki deniz kabukları, pul basım ¨ilminin¨ incelikleri ile el ele verip filateli dünyasına yepyeni bir boyut kazandırdı. Yalnızca bununla kalmayıp aynı zamanda da ihtisaslaşmış, senkronize bir şekilde gelişen iki koleksiyonun bir bütün oluşturmasını sağladı.

Bodrum Deniz Müzesinde Hasan Güleşçi Deniz Kabukları Koleksiyonu’nu gezerken  biraz vakit ayırıp, deniz kabuğu ailelerine göre düzenlemiş ve yetkililerce altın madalya ile takdir edilmiş Deniz Kabuğu Pulları temalı koleksiyonun bir bölümüne göz atmanızı öneririm.

Koleksiyonu’nu  uzun bir süreçte, sabırla ve büyük bir keyif duyarak oluşturdum, düzenledim ve siz değerli ziyaretçilerin beğenisine sundum. Tüm bu “hoby” faaliyetlerimi yoğun iş hayatım boyunca  vakit ve emek ayırarak yürüttüm. Eşim Gülsen’in teşviği ve desteği koleksiyonu zevkle geliştirip zenginleştirilmesinde çok önemli bir rolü olmuştur. Onun candan desteği olmadan böyle bir koleksiyonun meydana gelmesi mümkün olmazdı...


Bu koleksiyonu incelerken bizim duyduğumuz heyecan ve  zevki sizlerin de tatmasını  dilerim.


Hasan Güleşçi
Bodrum Deniz Müzesi



Kaynakça:
1.    Compendium of Seashells  
       by S.R. Tucker Abbott & Peter Dance.
       Publisher:  Odyssey - 2000
2.    Encyclopedia of Marine Gastropods
by Alain Robin
Publisher: Die Deutsche Bibliothek - 2008
3.    Shells
by Paul Starosta & Jacques Senders
   Publisher: Tirefly Books Ltd. – 2007
4.   Shells - Treasures of the Sea
  by Leonard Hill
  Publisher: Universe - 2000

geri